incelemeler
  Mirror's Edge
 

Bu da nereden çıktı derseniz, oyunun videosunu gördüğümde aklıma gelen ilk şey bu olmuştu. Yamakasi, izlediğim filmler arasında çok derin ya da vazgeçilmez bir yere sahip değildi. Ama izlerken eğlendiren bir filmdi Yamakasi. Aklıma gelen çağrışımı bir kenara bırakıp oyunun trailer videosunu izlemeye devam ettiğimde ise, gördüğüm şeylerden ciddi anlamda etkilendiğimi söylemeliyim. Video bittiğinde kendi kendime " Olur mu ki acaba ? " , " Hadi canım bırak yaa! " şeklinde sayıklayıp durdum. Eğer bu oyunun tasarımcıları o videoda gördüğüm şeyleri Mirror's Edge' e birebir aktarabilmişse, ortalık birazcık karışacak....

Oyunu tasarlayan firma daha önce Battlefield' den hatırlayacağımız İsveç'li EA DICE ( Digital Illusions Creative Entertainment ) stüdyosu. Oyunun resmi sitesi " On Mirror's Edge " adı üzerine kurulmasına rağmen, başta tasarımcılar olmak üzere hemen herkes oyunu " Mirror's Edge " olarak anmayı tercih etmiş. EA DICE, Mirror's Edge ile ilgili yaptığı ilk açıklamalarda, " Biz, risk almak pahasına da olsa oyun dünyasına yeni bir boyut kazandırmaya inanan bir stüdyoyuz " şeklinde bir yorumda bulundu. DICE' ın tasarımcıları, Mirror's Edge' in nasıl bir oyun olacağına karar vermeden önce, FPS türündeki diğer oyunları etraflıca bir araştırmış. Bugüne kadar çıkan oyunların çoğunun, insan faktörü yerine silahlara odaklı olduğu gibi bir sonuca varmış. Bu yönde radikal bir gelişim yaratabilmek adına, silah değil insan faktörüne öncelik vermekte karar kılmışlar.

EA DICEDICE, First Person türünün mekaniklerine devrimsel bir nitelikte yenilik getirmeyi hedefliyor. First Person oyuncularının hareket edebileceği sınırları mümkün olduğunca genişletmeyi hedefliyor. Hareket özgürlüğünün, mümkün olduğunca gerçek hayattaki gibi olması için uzunca bir süre çalışılmış. DICE' ın hareket özgürlüğü adına bahsettiklerini gerçekleştirebilmesi durumunda, başta FPS türü olmak üzere oyun dünyasının köklü bir biçimde değişeceğine inanıyorum. Ancak bunun gerçekleşmesi durumunda, oyun dünyası devlerinin rekabeti yakalaması için hayli ter dökmesi gerekecek Sözkonusu oyun dünyası ya da teknoloji olunca, rekabetin kızışması ya da devrimsel bir gelişmenin yaşanması her zaman bizim yararımıza olacaktır Hemen unutmadan bir dipnot olarak ekleyelim, oyun Unreal Engine 3 üzerine tasarlanmış.

FaithOyunun ana karakteri Faith adında, güzel mi güzel, asya kökenli bir bayan. Diğer oyunlardaki gibi tipik bir süper kahraman değil. Herhangi bir süper gücü, büyüsü, hatta yanında sürekli taşıdığı bir silahı bile yok. Faith, kendini beklenmedik bir şekilde gelişen bir dizi sıradışı olaylar zinciri içerisinde bulan sıradan bir insan. Sıradan derken o kadar da değil canım, sadece hop deyince kahraman olacak kadar olağanüstü biri değil Oyunun senaryosu dahilinde onu kahraman yapan ise, karış karşıya kaldığı durumlara verdiği tepkiler tepkiler. Başına gelen olaylar neticesinde kendi ve ailesinin hayatının tehlikeye girmesi yüzünden bir nevi kendi sınırlarını zorlamaya mecbur kalmış bir karakter ( eee, anan baban sana o ismi boşuna koymamış Faith, kader işte naaparsın :p ). Faith' in " Buraların en has delikanlısı benim!!! " modunda bir karakter olmamasının senaryo adına zekice düşünülmüş bir detay olduğu fikrindeyim. Bugüne kadar hep arkasından " Aslansın sen, seni kesseler acımaz " gibi gaz verilen karakterlerin hikayelerine tanıklık ettik. Bu sefer durumun farklı olması baya bir hoşuma gitti. Off tamam kabul ediyorum. Sadece senaryodaki fark değil, Faith' in modellemesi de hoşuma gitti. Biricik Lara 'mın üzerine gül koklamam ama bulucaz artık bir çaresini

Faith' in yaşadığı şehir, modern ve çok güzel bir yerdir. Ancak bu şehirde insanları ve bilgi akışını kontrol altında tutmak adına birçok kısıtlama getirilmiştir. İnsanların gözetime takılmadan bir yerlere bilgi ulaştırabilmesinin en güvenli yolu, bir Runner kiralamaktı. ( Runner = kelime anlamı konuşucu, ancak burada bir nevi taşıyıcı ya da kurye olarak düşünün ) Polisler, Runner' ların gizliden gizliye şehrin yüksek çatılarının arasından yürüttükleri bu işlerin farkındadır. Ama uğraşılması gereken daha büyük suçlar olduğu için Runner' lar pek önemsenmezler. Ancak bir gün bu durum değişir, Faith' in kızkardeşi, işlemediği bir suçtan ötürü tutuklanmıştır ve şimdi sırada Faith vardır. Bunun arkasında her kim olursa olsun, Faith onlara hesap sormaya karar verir...

Oyunu test etmeyi imkan bulanların oyun hakkındaki ortak yorumu ise; " Mirror's Edge türünün diğer örneklerine göre hissettirdikleri çok farklı. Oynayan kişinin direk Faith' in gözlerinden görüyormuş gibi hissetmesini sağlıyor." şeklinde. Yazının başında hareket özgürlüğünden bahsetmiştim. Örneğin Faith kendini geriye doğru attığında, düşüş sırasında gözden görünüş olarak vücudunun ekrandaki görüş alanına denk gelen kısımlarını aynen ekranda görebileceğiz. Mirror's Edge' in çıkışı itibari ile umuyoruz ki elindeki silahla kazık gibi çakılan karakterlerin ve düşme efektlerini " Argghhh " sesi eşliğinde ekran kızartarak ucuza getiren yapımcıların sonu gelir

Mirror's EdgeOyunun bu kadar hareket özgürlüğüne sahip bir biçimde tasarlanması " Acaba kontrolleri nasıl olur ? " gibisinden düşündürüyor insanı. Tasarımcılar kontroller konusunda mümkün olduğunca basit ve kolay alışılır bir sistem yaratmış. Oyundaki hareket özgürlüğünü tam anlamıyla kullanabilmek adına kontrollerin kolay alışılabilir olmasına dikkat edilmiş. Eee, bir FPS oyunundan bahsedip de silah konusunu boş geçmek olmaz değil mi ? Oyunda kullanabileceğimiz yaklaşık 15 çeşit silah var. Silah kullanımı konusunda herhangi bir sınırlama yok, ama eğer silah kullanmak niyetindeyseniz, öncelikle kullanacağınız silahı düşmanınızın elinden almanız gerekiyor. Kulağa çetin geliyor değil mi ? Silahlar konusunda dikkat edilen başka bir nokta ise, üzerinizde taşıdığınız silah ve şarjörlerin üzerinizde yaptığı ağırlığın hareket kabiliyetinizi kısıtlaması. Ateş gücüne sahip olmak adına hızımızdan ve çevikliğimizden biraz ödün vermek gerekecek. Bu yönden bakarsak oyunda nasıl ilerleyeceğiniz tamamen size kalmış. Bugüne kadar ne kadar FPS oynadıysam ne kadar FPS oyunu karakteri gördüysem, tek sıçrayışta 10 cm engelini aşabilen babayiğit gördüğüm pek nadirdir. Bu yüzden en azından Mirror's Edge oynarken silah olayı " Bana uzak " olsun modundayım. Görünüşe bakılırsa Mirror's Edge' de insan faktörü ve hareket kabiliyeti gibi kavramlar fazlası ile etkili bir silah olarak bize sunulacak. Bakalım silah kullanmadan bir FPS oyununda çatışma sınırları nereye kadar zorlanabiliyor

DICE, oyunun sistem gereksinimleri ile ilgili henüz bir açıklamada bulunmadı. En azından Unreal 3 Engine motoru kullanıldığını biliyoruz. Tavsiyem sisteminizi şöyle yeniden bir gözden geçirmeniz. Mirror's Edge' in yer alacağı platformlar, PC, PS3 & Xbox 360 şeklinde. Şimdilik oyunun Single Player kısmına ağırlık vermeyi sürdüren firma, " Multiplayer da olacak mı " sorusuna da " Evet " ya da " Hayır " şeklinde kesin bir cevap vermedi. Mirror's Edge kendinden beklenen performansın karşılığını verebilirse, multiplayer için yeni fikirlere çok geniş bir platform sunacağına eminim. Bu oyun da yakın takipte olduğum oyunlar arasına girmiş bulunmakta. Çıkış tarihi 11 Kasım 2008 olan Mirror's Edge, çıkar çıkmaz oynamayı planladığım bir oyun.

 
  Bugün 3 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol